Dentiss Logo

Engelli hastalarla çalışmak sanıldığı kadar zor değil

Yurt genelinde engellilerin ağız-diş sağlığı konusunda çok sayıda faaliyet yapılıyor. Ancak bu çalışmalar tek bir çatı altında değil de birbirinden kopuk şekilde gerçekleştiriliyor. Engelli hastalar yönelik olarak Türk Dişhekimleri Birliği (TDB) ile birlikte pek çok sağlık eğitiminde yer alan Dişhekimi Seyhan Ergin, geçtiğimiz Aralık ayında katıldığı Tayvan Dişhekimleri Birliği tarafından düzenlenen konferansta engellilerin ağız-diş sağlığı konusunda Türkiye’de yapılan çalışmaları anlattı
27.02.2008       15.20.54

Dişhekimi Seyhan Ergin: Engelli hastalarla çalışmak sanıldığı kadar zor değil

 

Türkiye nüfusunun yüzde 12’sini engelliler oluşturuyor. Aileleri de buna dahil edildiğinde rakam daha da büyüyor. Yurt genelinde engellilerin ağız-diş sağlığı konusunda çok sayıda faaliyet yapılıyor. Ancak bu çalışmalar tek bir çatı altında değil de birbirinden kopuk şekilde gerçekleştiriliyor. Engelli hastalar yönelik olarak Türk Dişhekimleri Birliği (TDB) ile birlikte pek çok sağlık eğitiminde yer alan Dişhekimi Seyhan Ergin, geçtiğimiz Aralık ayında katıldığı Tayvan Dişhekimleri Birliği tarafından düzenlenen konferansta engellilerin ağız-diş sağlığı konusunda Türkiye’de yapılan çalışmaları anlattı. Bu hasta grubunun tedavisinde dişhekimlerinin çeşitli nedenlerle çekimser davrandıklarını söyleyen Ergin “Hekimler olarak engellei hastalar üzerinde çalışacağımız yeterli bilgiye sahibiz, sadece donanım açığımız var. Bu tür hastalarla genellikle genel anestezi altında bakılması gerekiyor. Ancak doğru iletişim kurulduğunda da bazılarını normal hastalar gibi tedavi edebiliyorsunuz” diyor.

 

Kısaca kendinizden ve yaptığınız çalışmalardan söz eder misiniz?

 

1991 yılında İstanbul Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi’nden mezun oldum. Mezuniyetten itibaren serbest dişhekimi olarak çalışıyorum. Aynı zamanda Türk Dişhekimleri Birliği ile birlikte 6 yıldır sağlık eğitimlerinde yer alıyorum. Bu eğitimlerin alt kapsamı olarak da engellilerin ağız-diş sağlığıyla ilgili, Prof. Dr. İnci Oktay’ın denetmenliğinde üç kişiden oluşan bir çalışma grubu oluşturuldu. Engellerine ailelerine ve bakım hizmeti veren kişilere yönelik bir eğitim broşürü bastırdık. Zamanla çalışmalarımı engelli hastalar üzerinde yoğunlaştırmaya başladım. Böylesine önemli bir konuya çok uzak kaldığımızı, aslında engelli hastalarla çalışmanın sanıldığı kadar zor olmadığını fark ettim. Dişhekimleri olarak bu gruplar üzerinde çalışacağımız yeterli bilgiye sahibiz, sadece donanım açığımız var. Bu tür hastalara genellikle genel anestezi altında bakılması gerekiyor. Ancak doğru iletişim kurulabildiğinde bazılarını normal hastalar gibi tedavi edebiliyorsunuz. Deneyimlerime göre muayenehane rutininde engelli hastalara bakmak dikkat istiyor. Şöyle ki belki siz hekim olarak engelli hastanızla doğru iletişimi kurabiliyorsunuz ama diğer hastalarınız bu gruba daha farklı bakabiliyor. Bu grupların randevularını aynı saatlere çakıştırmamanız gerekiyor. Genellikle öğleden önce veya haftada iki gün gibi ayrı ve geniş zaman dilimi ayırmak gerekiyor. Sosyo-ekonomik düzeyi gelişmiş ülkelerde sadece engelli hastaları kabul eden dişhekimliği klinikleri mevcut. Türkiye’de benzer klinikler henüz bulunmuyor. Çünkü var olanlar, ben de dahil olmak üzere tüm dişhekimliği hizmetlerinin yanında bu hizmeti sunuyoruz. Ama ileriki yıllarda bu tarz yapılar oluşturulacak çünkü çok büyük bir açığa sahibiz.

 

Türkiye’de dişhekimliği alanında engellilere yönelik neler yapılıyor?

 

Ağız-diş sağlığı alanında Türkiye’de engellilere yönelik birbirinden habersiz olarak pek çok çalışma yapılıyor. Ülke geneline hitap eden bir çalışma mevcut değil. Fakültelerde genellikle pedodonti uzmanı olan değerli akademisyenler engellilerle ilgili bilimsel çalışmalar yapıyorlar. Ama bunları bir araya getirmek, derlemek gerekiyor. Bunun yanında devletin engelliler adına yaptığı güzel çalışmalar var. Başbakanlığa doğrudan bağlı Başbakanlık Özürlüler İdaresi isminde bir kurum mevcut. Bu kurum çok önemli ve engellilere olan bakış açısını değiştirecek faaliyetler yürütüyor. Ancak bunun içine entegre olmuş bir ağız-diş sağlığı konusundan bahsedemiyoruz.

Engelliler çok çeşitli gruplara ayrılıyor. Zihinsel ve fiziksel engelliler olabildiği gibi bunların her ikisinin bir arada olduğu hastalar da olabiliyor. Bunların düzeyleri de önemli. Örneğin zekâ engellilerde eğitilebilir, yarı eğitilebilir ya da çok ağır hastalar olabiliyor. Engelliliğin bu tür varyasyonları geniş olduğundan bütün engellilerin genel anesteziyle bakılması gibi bir durum söz konusu değil. Dolayısıyla ben engelli hastamla iletişim kuramadığım durumlarda tam teşekküllü bir hastanede genel anestezi altında tedavi öneriyorum.

 

Engellilerin ağız-diş sağlığı konusunda büyük bir boşluk var. Örneğin İstanbul’da sadece Okmeydanı Ağız-Diş Sağlığı Merkezi’nde genel anestezi ünitesi mevcut. Üstelik İstanbul’da yaklaşık 11 milyon engelli insanımız yaşarken ve de İstanbul Türkiye’nin gözbebeği iken durum böyle. Üniversitelerde ise büyük bir yığılma söz konusu ve randevu alıp, buralara ulaşmak da bu hastalar için oldukça güç bir durum. Zaten yaşadıkları sıkıntıların yanında bir de ağız-diş sağlığı sorunu yaşadıklarında gerçekten kendilerini çaresiz hissediyorlar. Çünkü çoğu zaman gittikleri dişhekimleri de onları üniversiteye yönlendiriyor.

 

Buna bağlı olarak dişhekimlerinin engelli hastalara yaklaşımı nasıl olmalıdır?

 

İstanbul Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Pedodonti Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeynep Aytepe’nin öncülüğünde yapılan bir araştırmada, dişhekimlerinin engelli hastalara yaklaşımına dair önemli veriler bulunuyor. Genel olarak hekimler bu konu hakkında bilgi sahibi olmadıklarını ya da muayenehanelerinin engelli hastayı tedavi etmeye uygun olmadığını ifade etmişler. Burada dişhekimlerinin haklı olduğu konular var. Ancak şunu söyleyebilirim ki hekimler kendilerini akademik anlamda bilgi eksikliği içinde hissetmesinler. Engellilerin tedavisinde rutin uygulamalarımızın dışında çok fazla bilgi gerektiren bir unsur göremiyorum.

  Bazı engelli hastaların hareket kontrolleri zor ise fiziksel kısıtlayıcılar kullanarak tedavi şansı var. Genel anestezi ve sedasyonda da aslında bir çeşit kısıtlama söz konusu ama böyle bir endikasyonda önce gerçekten gerekliliği iyi sorgulanarak mecburiyet söz konusu olduğunda başvurulmalıdır.

Türkiye’de nüfusun yüzdte 12’sini engelliler oluşturuyor. Ailelerini de işin içine kattığımızda bu rakam daha da büyüyor. Bizim de çevremizde yolumuzun çakıştığı bu insanlar hiç de az değil. Dolayısıyla dişhekimleri olarak onların ağız-diş sağlığına yönelik taleplerine yanıt verebilmemiz mesleğimiz adına önem teşkil ediyor.

 

Geçtiğimiz Aralık ayında Tayvan Dişhekimleri Birliği’nin düzenlediği bir konferansa Türkiye’yi temsilen katıldınız. Genel olarak organizasyon hakkında bilgi vererek sunumunuzun içeriğinden söz edebilir misiniz?

 

Tayvan Dişhekimleri Birliği’nin düzenlediği uluslar arası “Engellilerin Ağız Sağlığı” konulu bir konferans vardı. 15-17 Aralık 2007 tarihlerinde Tayvan’da gerçekleştirilen konferansa TDB aracılığıyla, Türkiye’yi temsilen ben katıldım.

 

Organizasyonun amacı kendi ülkelerinin ve diğer ülkelerin deneyimlerini ortak bir platformda buluşturup paylaşarak yapılması gerekenleri belirlemekti. Bizden başka Amerika, Kanada, Norveç, Belçika, Japonya, Avustralya, Tayland, Ürdün, Sri Lanka, Filipinler, Moğolistan, Kore’den temsilciler vardı. Ben de bu alanda ülkemizde ve de TDB’de nelerin yapıldığını aktarmaya çalıştım. Hem devlet hem de özel sektörde yaşananları anlatarak genel bir Türkiye profili çizdim. Orada çok güzel dostluklarımız oldu. Engelliler konusunda çalışmalar yapan kişilerle tanışarak diğer ülkelerin yaklaşımlarını, plan ve projelerini yakından inceleme fırsatı yakaladım. Hemen hemen bütün ülkelerde sistem üç yerden hizmet alıyor. Üniversite hastaneleri, devlet hastaneleri, özel klinikler. Sistemi oturmuş ülkelerin hepsinde de sağlık hizmetleri bu üçünden de devlet tarafından temin ediliyor.

 

Dişhekimliğinde genel anestezi ve sedasyon uygulamaları hakkındaki izlenimleriniz neler oldu?

  Dünyanın her tarafında engelli hastalara genel anestezi ve sedasyon desteği var. Ancak mutlaka genel anestezistlerle beraber çalışılıyor. Dolayısıyla ülkemizde son zamanlarda sedasyonun sanki dişhekiminin kendi başına yapabileceği bir uygulama olduğu yönünde çalışmalar var. Bu konuya dikkatli yaklaşmak gerekiyor. Bilinçli ve derin sedasyon arasında öylesine kritik bir eşik var ki ben bunların ikisini ayrı ayrı düşünemiyorum. Birçok ülkede bilinçli ve derin sedasyon işlemleri de genel anestezistler eşliğinde gerçekleştiriliyor. Tayvan’da konuştuğum uzmanların şöyle bir bakış açısı oluşmuş; “Madem ben genel anestezistle birlikte çalışıyorum o halde neden sedasyon yapayım ki genel anestezi yaparım daha kontrollü çalışırım”. Genel anestezi veya sedasyon çalışılacak hastada ekip şeklinde hareket edilmesi gerekiyor. Tek başına dişhekimi ve yardımcı personelinin bunu yapması beklenemez. Çünkü hastanın yaşamsal fonksiyonlarının uzman tarafından takip edilmesi ve acil bir durumda müdahale edebilecek bilgiye sahip olması önem taşıyor. Genel anestezistin de bir asistanının olduğu bu çalışmalara artık 8 elli dişhekimliği (8 handed dentistry) deniliyor.

YASAL UYARI: Bu yazı/haber/makalenin bütün yayın ve çoğaltma hakları VESTİYER YAYIN GRUBU'na aittir. Kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen iktibas edilmesi yasaktır.
Reklam
Reklam

Yorum Ekle
Copyright © 1989-2024, Vestiyer Grup, Tüm Hakları Saklıdır.