Teknik Servis Sağlanamadığından Kullanılamayan Birçok Lazer Cihazı Var

Lazerlerin diş hekimliği tedavilerinde sağlığı avantajlar ve riskleri nelerdir?

Lazerlerin diş hekimliği ve diğer cerrahi alanlardaki avantajlarını şu şekilde sıralayabiliriz:

• Kanamasız ve daha az ağrılı kesiler yapılabilir.
• Değişik dalga boyları ve parametreler ile doku seçici çalışabilir.
• Daha az ağrılı ve kısa süreli iyileşme süreci, operasyon sonrası daha az enflamasyon ve ağrı olur.
• Dokuya mekanik travma yapmadan ve birçok vakada temas etmeden çalışma ve dolayısı ile her türlü bulaşı riskinin ciddi düzeyde azalmaktadır.
• Kesi bölgesinin otomatik dezenfeksiyonu ile operasyon sonrası enfeksiyon riski azalır.
• Operasyon bölgesinde anatomik bozulmalara neden olmayan daha estetik sonuçlar alınabilir.
• Birçok vakada anestezi kullanımının ciddi ölçüde azaltılması veya tamamen ortadan kaldırılması ile iğneden korkan hastalar, hamile hastalar veya sistemik rahatsızlıkları olan hastalara daha kolay tedavi imkanı sağlanır.
• Kliniklerde yeni ve fark yaratan bir teknoloji kullanılması, klinik personeli, hastalar ve kullanıcı hekimlerin motivasyonunu artırır.
• Radyoterapi ve kemoterapi sonrası oluşan mukozitlerin ağrısız ve hızlı iyileşmesi için düşük dozlu lazer tedavisi (LLLT) en iyi alternatif olarak görülmektedir. Yine LLLT, Biofosfonat almakta olan hastalardaki kemik nekrozları ve açığa çıkmış kemik dokularının tamamen iyileşmesini sağlayan tek yöntemdir.
• Post operatif komplikasyonların ciddi ölçüde azalması hasta memnuniyetini artıracak ve hekimler ve personel yeni hastalara daha çok zaman ayırabilecektir.

Diş Lazerlerinin risk veya dezavantajlarından bahsetmek gerekirse:

• Lazer kullanmak için bir yatırım gerekmektedir. Bu, hem maddi anlamda hem de bu işi öğrenecek zaman için geçerlidir.
• Lazerler ile ilgili yeterli eğitimi almayan kullanıcılar, cihazlardan tam olarak verimli bir şekilde faydalanamayabilir. Böyle bir durumda kullanıcı, lazerden uzaklaşabilir.
• Lazer cihazları da diğer yüksek teknoloji kullanan cihazlar gibi hem kullanırken özen gerektirir hem de periyodik bakımlarının düzenli yapılması cihazın performansı açısından son derece önemlidir. Burada da cihazın satın alınacağı firmanın bu konudaki bilgi ve tecrübesi ile yaklaşımı önem kazanmaktadır. Bugün ülkemizde gerekli teknik servis sağlanamadığından kullanılamayan birçok lazer cihazı vardır. Hatta bazı cihazların sarf malzemelerinin temininde de sorunlar yaşanmaktadır. Fiber kablosu değiştirilemediği için yenisinin alınması planlanan cihazları da duyuyoruz. Bu sorunları yaşamamak için lazer teknolojisini kullanmak isteyen tüm diş hekimlerine bu konuda pazarda bilinen güçlü ve deneyimli firmalar ile çalışmalarını tavsiye ederim.

Unimed olarak sunduğunuz dental lazerleri anlatır mısınız?

Diş lazerleri pazarında 25 yıldan daha uzun süreye dayanan bir ilişkimiz olan Amerikan BIOLASE Inc. firmasının patentli teknoloji kullanan Waterlase sert ve yumuşak doku lazer cihazlarını (Waterlase iPlus, Waterlase Express, Waterlase MDX 300 ve Waterlase MDX 450) ve yine patentli 940 nm dalga boylu dental Diyot Lazer cihazlarının (Epic X, Epic H, Epic Pro) satışını yapmaktayız. Bu cihazlardan Türkiye’de halen 500 adet civarında cihazımız, muhtelif üniversite, ağız diş sağlığı hastaneleri ve özel ağız ve diş sağlığı merkezlerinde kullanılmaktadır.

Lazerleriniz için nasıl geri dönüşler alıyorsunuz?

Satmakta olduğumuz lazer cihazları, BIOLASE firması tarafından üretilen en son teknoloji lazer cihazları olup cihazların performansı ile ilgili bir şikayet almıyoruz. Bu cihazların teknik servis hizmetleri de konusunda firmada eğitimler almış ve 20 yılın üzerinde bilgi birikimi ve tecrübeye sahip teknik ekibimiz tarafından verilmektedir. Sahada teknik hizmet verilememesi nedeni ile kullanılamayan cihazımız yoktur. Dolayısı ile kullanıcılarımızdan her zaman pozitif geri dönüşler almaktayız.

Dental lazer seçmek isteyen diş hekimleri, hangi kriterlere göre tercihte bulunmalı?

Öncelikle doğru cihazı seçmek için beklentilerini ve cihazların teknik özelliklerini göz önüne almaları gerekir. Güvenilir bir imalatçı ve Türkiye’de bu işi bilen referansları olan bir firmayı tercih etmeleri daha sonra yaşayabilecekleri problemleri engelleyecektir. Yumuşak doku diyot lazer cihazı ve/veya sert doku cihazı ile ve klinik kullanımı ile ilgili olarak yeterli eğitim almış olmak kesinlikle şarttır.

Dental lazer alırken uzak durulması gereken ürün tipleri var mıdır?

Dental lazer olarak pazarda satılan ürünlerin belli standartlara uyması şarttır ve uluslararası standartlara uymayan cihazların pazarda satıldığını düşünmüyorum. Ancak klinik olarak etkinliği kanıtlanmamış ve Türkiye’de hem kullanıcı hem de teknik ve klinik destek referansları olmayan cihazlar, ileride baş ağrıtabilir.

Dental lazerlerin ortalama kullanım ömrü ne kadardır? Bu süreyi uzatmak için nelere dikkat edilmeli?

Lazer cihazlarının kaynaklarının ömrü, diş hekimliği uygulamaları için cihazın teknolojik ömründen uzun olarak tahmin edilmektedir. Diyotlar ve lazer kristallerinin ömrü yaklaşık 15000 kullanım saati olarak bilinmektedir. Cihazları çok yüksek güçlerde uzun süreli kullanmak cihazın ömrünü kısaltabilir.Esasen, lazer cihazlarının değişik klinik uygulamalar için kullandığı muhtelif lazer uçları kullanıma bağlı olarak bozulabilmekte ve değiştirilmesi gerekmektedir. Eğer bozulan uçlar değiştirilmez ve kullanmaya devam edilirse lazer fiberi veya lazer kaynağına doğru hasarlar oluşabilir. Böyle hasarları minimuma indirmek için kullanıcının lazer uçları, kullanım öncesinde ve kullandıktan sonra kontrol edilerek gerekiyorsa temizlenmelidir. Diyod lazer cihazları kullanılırken, asistan lazer ucunu sürekli gözleyerek uçta debris birikmesini önlemeli, belli aralıklarla ucu ıslak bir pamuk ile temizlemelidir. Kullanıcılar da cihazı kullanırken çıkan ses (sert doku lazerlerinde) ve cihazın çalışma hızına sürekli konsantre olmalı, bir değişiklik gözlendiğinde derhal sebebi araştırılmalıdır. Kullanıma başlamadan yapılacak ilk iş, lazerin rehber ışınının spotunu kontrol etmektir. Bu spotun şekli veya parlaklığında bir değişiklik gözlenmesi halinde hemen lazer ucundan başlayarak geriye doğru tüm dağıtım sistemi kontrol edilmelidir. Gerekiyorsa lazer ucu derhal değiştirilmelidir. doku etkisi azaldığı zaman, kesinlikle nedeni anlaşılmadan lazer gücü artırılmamalıdır.

Tüm diş hekimlerimize ve özellikle genç hekimlere, mutlaka lazer teknolojisini pratiklerine eklemelerini öneririm. Ancak, lazer cihazlarını sadece olsun diye almanın ne kendilerine ne hastalara ne de lazer firmalarına faydası olacaktır. Mutlaka cihaz almadan önce gerekli araştırmayı yapmalarını ve beklentilerini en iyi şekilde karşılayacak doğru cihazı, doğru firmadan almaya özen göstermelerini öneririm.

Röportaj: Elvan Genç (VYG)

Dişhekimliği Dergisi’nin 144’üncü sayısında, Dental Lazer kapak konusu içerisinde yayınlanan röportajın tamamı, dergiden okunabilir. Abone olmak isterseniz buradan kayıt olabilirsiniz.